Ülkemizde Aklamayla Mücadele

86
0

Ülkemizde karapara aklama suçu tanımlamaları, uyuşturucu gelirleriyle uluslararası mücadele kapsamında iş birliklerinin devamında, uluslararası düzenlemelerin bir sonucu olarak başlamıştır.

Uluslararası FATF kurulması, Türkiye’nin FATF’e üye olması sonraki süreçte, Karapara Suçuna İlişkin ilk 4208 Sayılı Kanun, 19.11.1996 yılında yürürlüğe girmiş ve MASAK ihdas edilmiştir. 17.02.1997 Tarihinde de MASAK fiilen idari birim olarak kuruluş çalışmalarına başlamıştır. 4208 Sayılı Kanun’un 3. Maddesi kapsamında görev yetkili olarak faaliyette bulunmuştur. 1 Haziran 2005 Tarihinde yürürlüğe giren yeni TCK 282 maddesinde aklama suçuna ilişkin, sayma yöntemi yaklaşımından vazgeçilmiş, eşik yöntemi kabul edilerek, aklama suçu “Suçtan kaynaklanan malvarlığı değerlerini aklama” suçu olarak düzenlenmiştir. Bu sürecin devamında da aklamayla mücadelede bastırıcı ve önleyici tedbirlere ilişkin düzenlemelerin, MASAK’ın görev ve fonksiyonlarının da yeninden belirlendiği 5549 sayılı Suç Gelirlerinin Aklanmasının Önlenmesi Hakkında Kanun 18 Ekim 2006 tarihinde yürürlüğe girmiştir.

FATF Kuruluş – 1989 Yılı

Türkiye FATF Üyelik – 24 Eylül 1991

MASAK İhdas – 19.11.1996 –

19.11.1996 Tarihinde; Karapara aklanmasının önlenmesi konusunda uygulanacak esasları belirlemek amacıyla hazırlanan 4208 sayılı Karaparanın Aklanmasının Önlenmesine (…) Dair Kanun yürürlüğe girmiş ve Karapara aklama suçunu tanımlayan bu Kanunla Mali Suçları Araştırma Kurulu Başkanlığı (MASAK) da ihdas edilmiştir.

MASAK Faaliyete Başlayış – 17.02.1997 –

MASAK, 17 Şubat 1997 tarihinde, doğrudan Maliye Bakanı’na bağlı olarak çalışan idari nitelikteki bir kurum olarak kuruluş çalışmalarına başlamış ve faaliyete geçmiştir. MASAK, ülkemizde aklamayla mücadele, terörizmin finansmanıyla mücadelede, uygulamalar ve düzenlemelerde, koordine edici, yönlendirici temel birim olmuş ve devam etmiştir.

Karapara Aklama Suçu – Mevzuatta İlk Tanım (4208 Sayılı Kanun / Eski Dönem) – Sayma Yöntemi

Aklama suçu ülkemizde ilk olarak 4208 sayılı Karaparanın Aklanmasının Önlenmesi Hakkındaki Kanunda (4208 sayılı Kanun) tanımlanmıştır. Kanunda aklama suçu “Karapara Aklama Suçu” adı altında düzenlenmiş ve Kanunun 2/a maddesinde belirtilen suçların işlenmesi suretiyle elde edilen her türlü maddi menfaat ve değerin Kanunun 2/b maddesinde belirtilen fiillere tabi tutulmasının aklama suçunu oluşturacağı hükme bağlamıştır.

Aklama Suçu Yeni Tanımı (Güncel) – Eşik Yöntemi – TCK 282 Maddesi

Sonraki süreçte Türkiye’nin aklama suçuna ilişkin yaklaşım değişmiş, 1 Haziran 2005 te yürürlüğe giren, 5237 sayılı TCK’nın “282 nci Maddesi’nde, aklama suçu, “Suçtan kaynaklanan malvarlığı değerlerini aklama” olarak düzenlenmiştir. Sayma yönteminden, eşik yöntemine geçilmiştir.

5549 Sayılı Kanun ve Sonrası İkincil Düzenlemeler

Nitekim bu sürecin devamında, 5549 sayılı Suç Gelirlerinin Aklanmasının Önlenmesi Hakkında Kanun, 18 Ekim 2006 tarih ve 26323 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe girmiştir.

Bu kanunla hem MASAK görev ve yetkilerine ilişkin tanımlamalar yapılmış, hem de aklama suçunun cezalandırılması ve soruşturulması, önleyici tedbirler kapsamında yükümlülükler ve bunların ihlalleri halinde inceleme ve cezalara ilişkin pek çok düzenleme getirilmiştir. Bu minvalde, 5549 Sayılı Kanun sonrası çıkarılan TEDBİRLER Yönetmeliği, UYUM Yönetmeliği ve MASAK tebliğleri, aklamayla mücadeleye ilişkin önemli ulusal mevzuatlardandır.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir